Şubat 18, 2008

Hatırla Sevgili...

2 sezondur sürekli takip ettiğim ve sabırsızlıkla bir sonraki bölümünü beklediğim tek dizi Hatırla Sevgili.Dönem kitaplarını sevdiğim gibi dönem dizilerini de seviyorum ve hatırla sevgili de gerek senaryo olarak gerekse kostümler ve çekim kalitesi olarak beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı bi kaç eksiklikler olmadı diil tabii ama onları da bu kadar başarının üzerine hoş gördüm artık :))Fotoğraflarla anlatmak istedim diziyi...

Dizi Adnan Menderes'in Londra'ya giderken geçirdiği uçak kazası ile başlıyor,hem dönemim politik olaylarını hem de olayların yaşandığı aileleri ve gençlerin arasındaki aşktan bahsediyor.Aşk etkileyici olduğu gibi politik sahneler de ustalıkla işlenmiş...
Dizide esas kızımız Yasemin,esas oğlan Ahmet...Büyükada'da, çocukluk arkadaşı olan fakat zaman içinde farklı politik görüşlerle karşı karşıya gelmiş Şevket ve Rıza'nın çocuklarıdır, Yasemin ve Ahmet...
Yasemin ,Ahmet,Necdet,Ayla çocukluklarından beri arkadaştırlar.Necdet Yasemin'e,Ayla ve Yasemin'de Ahmet'e platonik aşıktırlar.Yasemin öyle aşıktır ki Ahmet'in yurtdışında öğrenim gördüğü dönemlerde bile onu düşünüp hislerini günlüğüne dökmüştür.Ahmet'in yurt dışında dönmesi ve bi şekilde eline günlüğün geçmesiyle Yasemin'in aşkının farkına varır ve oda aşık olur. Herşey yolunda giderken ülke karışmaya başlamıştır.Ahmet'in babası Şevket Gürsoy CHP'li bir savcıyken; Yasemin'in babası Rıza Ünsal, Demokrat Partili, Adnan Menderes'e yakın bir milletvekilidir. 1950'lerin ve dönemin siyasî yapısı ve gelişmeleri de ana hikâyeye dahil olmaktadır.

27 Mayıs İhtilali'nin yapılmasıyla beraber, Demokrat Parti milletvekili olan Rıza’nın Yassıada’daki zor günleri başlamış olur. Şevket’in Yassıada Mahkemesine savcı olarak atanması iki ailenin arasını iyice açar. Ahmet ve Yasemin yine de aşklarını yaşatmayı başarırlar. Ta ki idamların kesinleştiği o meşum geceye kadar. Bunca kötü anının üzerine mutlu bir gelecek kurulamayacağını düşünüp ayrılmaya karar verirler. Yasemin hamile olduğunu, o sırada talihsiz bir nedenle Amerika'da olan Ahmet’e söyleyemez ve intihar etmeye kalkar. Onu intihar teşebbüsünden kurtaran Necdet, çözümü de beraberinde getirir: Resmiyette kalacak geçici bir evlilikle Yasemin'in bebeğini nüfusuna alacaktır. Yasemin, bu teklifi kabul eder. Rüya adını verdikleri bir kızları dünyaya gelir. Rüya'nın küçüklük halleri çok tatlıydı :))Rıza'nın idam kararı deiştirilir ve bir süre sonrada afla salınır.Fakat eşini aldatmaya yine devam eder ve bu sefer affedilmeyerek boşanırlar.

Ahmet, sevdiği kadın bir başkasıyla evlenip çocuk sahibi olduğu için aşkını unutmaya çalışır ve Anadolu'ya tayin ister, Kıbrısçık kaymakamı olur. Yasemin ona tüm gerçekleri açıklamasa da hâlâ onu sevdiğini söyler. Sahte evliliği de Güzide ve Necdet'in ilişkisi nedeniyle çatırdamaktadır. Sonunda bir gün Necdet, Ahmet'e her şeyi açıklar. Önce Ahmet, sonra Rüya birer travma atlattıktan sonra her şey tatlıya bağlanır. Yasemin ve Ahmet, Güzide ile Necdet evlenir.

Ahmet,Yasemin,Necdet ve Güzide cephesinde herşey yoluna girerken Mehmet ve Sevim evlenmiş ,çocukluklarından beri çok yakın arkadaş olan Ahmet'in kardeşi Defne ve Yasemin'in kuzeni Deniz'de birbirlerine aşık olduklarını fark ederler.Artık onlarda büyümüş ve birer üniversiteli olmuşladır ve ülkede olduğu gibi üniversitelerde de olaylar patlak vermiş durumdadır ve Defne ve Deniz'de olayların içinde yer alır Deniz Gezmiş'le aynı saflardadırlar.

Artık Türkiye’de farklı görüşten gençlerin arasında gittikçe yükselen şiddet herkesi dört bir yana savurmaya başlar. Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ın da aralarında olduğu solcu gençler farklı fraksiyonlara bölünücekler. Bu süreç Türkiye’yi 12 Mart 1971 darbesine taşıyacaktır. Diğer yandan sağcı gençlerin örgütlendiği ülkü ocaklarında yetişmiş Yaşar ile Yasemin'in kardeşi Işık'ın ilişkisi evlilikle noktalanmıştır.


1968-1969 yıllarında, birçok ülkede kendini gösteren öğrenci hareketlerinin bir kısmı, siyasi nitelik kazanmıştı. Mevcut yönetim biçimine karşı gruplar oluşmuştu. Eylemler yapılıyordu. Fakat bunlarda kasıtlı öldürme veya cana kastetme olayları yoktu. 12 Mart'tan önceki en çarpıcı eylem : Ankara'da dört Amerikalı askeri kaçırıp bir apartman katında tutarak, tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılmasını isteyen bir grup, istedikleri yerine getirilmezse, 'rehineler'ini öldüreceklerini açıklamışlardı. Hükümet buna 'Bu istekler kabul edilemez' diye kesin bir cevap vermişti. Ama Amerikalıları kaçıranlar, rehinelerden birinin eşinin hamile olduğunu öğrendiklerini belirten bir açıklamayla 'Biz bu durumdaki insanları öldürmeyiz' deyip eylemlerinden vazgeçmişlerdi. Amerikalılarla birlikte daireyi terk edip gitmişler, Amerikalıların kurtarılmasını sağlamışlardı. Deniz'de Amerikalıların kaçıılmasından şüpheliler arasındaydı ve kaçak olarak dağlardaydı.Ayrıca Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla diğer bazı grupların mensupları yakalanıp tutuklanmış, eylemler daha da azalmıştı.Deniz Gezmiş'lere karşılık İsrail başkonsolosu Elrom kaçırılmıştı.

22 Mayıs 1971 tarihli bir bildiriyle gece yarısından itibaren İstanbul il sınırları içinde 15 saat süreyle sokağa çıkma yasağı koydu. Sunulan gerekçe, İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom'u öldürdükleri iddia edilen THKPC'li gençleri ele geçirmekti. Balyoz harekatının başladığı an tüm otobüs, tren ve gemi seferleri iptal edildi. Yeşilköy trafiğe kapatıldı. İstanbul 30 bin subay, er ve polis tarafından karış karış arandı. Muhbir vatandaşlar da 'solcu avı'na destek attı. Apartman yöneticileri ve kapıcılar da tatbikatta görev aldı. Halka dışarı çıktıkları takdirde ateş edileceği söylendi... . Yasak sona erdiğinde yüzlerce kişi yakalanmış, sakıncalı kitaplar imha edilmişti...


Defne örgüt üyesi olmaktan,Annesi yataklıktan,Sevim yasaklı kitap bulundurmaktan yakalanmış Mehmet vurulmuş Deniz'de yakalanmıştı.Hiç suçu olmayan insanlar insanlığa yakışmayacak şekilde işkencelerden geçiriliyorlardı...İnsanın aklına hayaline gelmeyecek izlerken bile o acıyı hissettiği işkenceler ve tüm bunların gerçeğin ta kendisi olduğunu bilmek insanı en çok üzen yanı zaten,insanların içi nasıl bu kadar kin ve nefret dolar tek bir kişiyi bile öldürmemiş insanlar nasıl idam edilebilir anlayamıyorum..
Sırf düşündüğü için ürettiği için nasıl sanatçılar tutuklanır ve türlü işkencelere maruz kalır.En çok 25 yaşında olan gençler sokaklarda insan avına çıkmış kişilerce nasıl o kadar kolay öldürülebilir...

İşte dizi tüm bunları ve daha fazlasını içeriyor ve bildiğim kadarıyla Taylan Özgür'ün öldürülüşü dışında geçeğe uygun olarak anlatılmayan pek bir olayda yok tüm dekor kostümler gayet güzel ve zamanına uygun kullanılmış,konu zaten yakın geçmişimizi öğrenmek açısından merak uyandıracak türden...
Zaten yakın geçmişle ilgili pek çok kitap okuduğum halde diziden sonra daha bi merakla okuyorum,umarım pek çok gençte bu vesileyle geçmişimize öğrenmek için merak duyar...
Artık devamını Cuma akşamı izlersiniz bu kadar anlattık di mi :))

10 yorum:

Şeker Mutfak-Asia Asiye Aksakal dedi ki...

Sıkı takip ettiğim bir dizi, hatta cuma akşam olmasını her hafta iple çekiyorum. Çok güzel anlatmışsın, eline yüreğine sağlık.
Dizinin 5-6 bölümdür oynadığı şu an halen oynamakta devam eden bölümleri Erdal ÖZ'ün "Gülünün Solduğu Akşam" isimli kitabının filme çekilmiş halidir.
Bir kitabın filmi çekilmişse, o kitabı okuduktan sonra filmden hiç keyif almazdım. Çünkü film ederken atladıkları ve canlandıramadıkları kızımlar oluyordu. Fakat "Gülünün Solduğu Akşam" ı o kadar gerçekçi film etmişler ki, izlemek gerçekten büyük keyif

el*ff dedi ki...

Sevgili asiye diziyi anlatışımı beğenmenize çok sevindim,benim de heyecanla takip ettiğim ve beni gerçek anlamda etkileyen bi dizi olduğu için anlatmadan duramadım...Evet ben de okumuştum Gülünün Solduğu Akşam'ı ve çok etkilenmiştim aynen diziyi izlerken olduğu gibi...
Dizide olayların gerçek görüntülerinin olması da ayı bi etkileyicilik kılıyor...
Tşk ler ve sevgiler...

Cocukla Cocuk dedi ki...

ya benim de kaçırdığım bir dizi, çok dizi takip eden biri değilim aslında ama bu diziyi ailenin diğer fertelri izleyince bende yarım olarak biliyorum fakat vcd /dvd si çıksında baştan güzel güzel izleyeyim diye bekliyorum. ilk sezonu yapsalar ya beni duyup

el*ff dedi ki...

sevgili çocukla çocuk benim de çok dizi syretmiyo olmama rağmen bu dizi ilk başladığı anda dikkatimi çekti ve hiç kaçırmadan takip ettim her bölümü bence çok etkileyiciydi ilk zamanlarrın havası çok farklı her bölümde işlenen konunun insanı sıkmadan bir bütünlük halinde olması ve akıcı devam etmesi hem neşe hem de hüznü çok iyi yansıtması dediğin gibi keşke dvd si çıksa...
ama youtube'dan da izlemediğin bölümleri takip edebilirsin ben kaçırdığım bölümleri ordan izledim...
sevgiler...

Adsız dedi ki...

bende hatırla sevgili hayranıyım 56 bölümünü sapırsızlıkla bekliyorum deniz defne için tünel kazıp kaçtı çok kötü.hatırla sevgilide en çok belçim bilgin erdogan berk harman cansel elçin beren saat ı çok begeniyorum hatırla secgili tutkusu oldugum belli.en çok onla elveda rumeliyi seviyorum.defne nin bebegini dört gözle bekliyorum.

Adsız dedi ki...

deniz ve arkadaşları deniz gezmişi kultarmak için tünel kazıp kaçtılar.defne ile deniz evliligi hapiste oldu çok duygusal bir dizi bu hiç bitmesini istemem.her oyuncusu ile süper cuma günlerine hatırla sevgili var diye bayılıyorum.56 bölümü sadece degil 57.58 bölümünüde merak etiyorum.bu sadece merak degil heyecan da cuma için dört gözle bekliyorum 56.bölğmğnde çok gladım defne nin hapisten çıktıgını gören deniz ona son kez baktı.defne birkaç gün sonra denizi görmeye gitti.işte o sahnesi çok aglatıcı idi.sonunda deniz mahir ve arkadaşları kazdıkları tünelden çıktılar koşarken bitti aşkım dizizm benim

el*ff dedi ki...

sevgili isimsiz,
diziyi keyifle izlemene ve benim gibi cuma olsa da izlesek diye beklemene sevindim,dizinin benim gibi başka hayranlarının da olmasını görmek keyifli...
son sahneyi kaçırmıştım paylaşımın için tşk ler,sevgiler...

Yunkabu dedi ki...

Sevgili Elf,
Ben tam bir dizi severim. Bir de evden uzakta yabanci bir yerde yasamanin, etrafimizda ne ailemiz, ne komsu, ne de arkadaslarimizin olmamasindan oturu televizyon en iyi arkadasim oldu maalesef. Maalesef diyorum cunku artik iyi kotu secmeden herseyi seyrediyorum. Gerci severek izlediklerim oldugu gibi, soylene soylene izlediklerim de var. Hatirla Sevgili de en sevdiklerimden. Nedense politika ile hic ilgilenmedim bugune degin (Bu da benim icin bir pismanlik konusu) Belki anlatanlarin yanli anlattigina karar verdigim, isin icinden cikamayacagima karar verdigim icin ilismedim, bilemiyorum. Ama bu dizi kafami kurcalamaya basladi. Deniz Gezmis ve digerlerinin yaptiklari uzerine cok dusundum. Adnan Menderes ve digerlerinin basina gelenleri de oyle.. Biraz arastirma yaptim. On arastirma diyelim. Beni dusunmeye, okumaya sevkettigi icin, kapattigim gozumu actigi icin bu diziyi daha cok seviyorum.

el*ff dedi ki...

sevgili yunkabu yakın tarihimizi anlatan kitapları dizileri ve filmleri ben de çok seviyorum bazen yeterince anlatılamıyor bazen dediğin gibi yanlı olabiliyor fakat bi şekilde hiç ilgisi olmayanlarda bile merak uyandırıp tarihimizi öğrenmeye sevk edebiliyorlar.bu dizi bu dönem için izlediğim tek dizi tek beklediğim bazen güldüğüm ve bazen de gözlerim dolarak izlediğim...
özellikle son sahnede mahir çayan ın vuruluşundan sonra...
gencecik insanların gözü dönmüş canilerce öldürülmesi çok korkunç...yakın tarihimizde böyle şeylerin olması utanç verici...idam son derece insanlık dışı bi eylemken 3 e 3 dercesine gençlerin asılması nasıl bir caniliktir..kürşat başar ın başucumda müzik ve erdal öz ün darağacında 3 fidan isimli kitaplarını öneririm...
ben de bazen kendime kızarak izlerim en saçma programları fakat son zamanlarda bol kitap okuyarak kurtardım kendimi o durumdan...kocaman sevgiler...

Adsız dedi ki...

sayfan cok guzel dizinin ozetlenmesi de cok guzel olmus sade ve aciklayici bu dizi bitti ama devamini bekliyorum inanilmaz bir diziydi

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails