Eylül 08, 2009

Priene & Miletos...

Tatil günlüğü yazmak sonradan olunca pek bi keyifli aynı zamanda da hüzünlüymüş tatil bu özlenmez mi özledikçe de keşke şimdi orda olsam denmez mi ? Daha yaz bitmeden deniz sezonunu henüz 2 gün önce kapamışken bu özlem erken diil mi ? Gerçi yazı bitirdik ve sonbahara girdik di mi ? Benim aklım hala yazda oysa ki ...
Neyse yazı özlemeyi bırakıp gelelim tatil günlüğü yazmanın keyifli yanına hatırlamak güzel şey... Hımm nereye gitmiştik gezdiğimiz antik kentin adı neydi ??

Efenim görmüş olduğunuz ilk dört fotoğraf Priene antik kentinden Athena tapınağı ve Helenistik tiyatro olmakla birlikte çok etkileyici yapılardır kendileri...
Tapınak M.Ö. 334 yılında İskender tarafından Athena'ya adanmış. Daha sonra ikinci bir ithaf Augustus'a yöneltilmiş. Böylece aynı tapınakda Athena ve Augustus birlikte tapım görmeye başlamış.
Hellenistlik Tiyatro Ön sıra orkestranın çevresine aralıklarla dizilmiş rahipler için ayrılmış beş adet mermer onur koltuğundan oluşmuş. Beşinci sıranın ortasına sonradan önemli kişilerin oturduğu bir loca yerleştirilmiş. Protokol o zamanlardan beri varmış demek olmaz mı....
Priene den Miletos a doğru ilerlerken fark ettiğimiz Doğanbey köyünden bir kare...
Vee bizi şaşırtan Miletos daha başka daha gösterişli bi antik kentti beklediğimiz ama gezgin umduğunu diil bulduğunu gezer di mi :))

Günümüzden 2000 yıl önce Söke ovası tamamen bir deniz, Bafa gölü de bir koy şeklinde imiş. Milet, Priene ve Didimse deniz kenarında birer kentmiş. Büyük Menderes Irmağı ( Maiandros ) zamanla taşıdığı alüvyonlar ile; ilk önce Priene önündeki denizi daha sonrada Milet ve Lade Adası'nı da içine alan tüm bölgeyi doldurmuş. Aynı dönemlerde Efes' de deniz kenarında iken, zamanla ön tarafı dolarak günümüzde ki halini almış.

Priene'de ki tiyatro hellenistlik dönem tiyatrolarına ışık tutuyormuş,Milet'teki tiyatro ise Yunan - Roma tipini en güzel sergileyen örnekmiş.
Milet ismi mitolojik açıdan Apollon ile ilgiliymiş. Apollon ile Girit Krali Minos'un kızı Akakallis; Akakallis'in üç çocuğundan biri olan "Miletos"a, Minos'un kötülük yapmaması için dağa bırakmış. Çocuğa kurtlar bakış.
Daha sonra çobanların büyüttüğü Miletos, Anadolu'ya gelerek Menderes nehrinin kızı"Kyane" ile evlenerek "Miletos" şehrini kurmuş.
Milet M.Ö. 7. ve 6. yy.da en parlak dönemini yaşamış. Milet'liler özellikle M.Ö. 6. yy.da deniz ticaretini ele geçirmelerinden sonra Akdeniz ve Karadeniz'de kurdukları koloniler sayesinde etkinliklerini çoğaltmış ve zenginleşmişler. Giderek Milet, İyon dünyasının başkenti haline gelmiş.
"Plinus"un bildirdiğine göre Milet Kenti yaklaşık olarak 90 koloni kurmus. Bunların arasında "Sinop", "Trabzon", "Giresun" gibi şehirler varmış. Milet "LADE DENIZ SAVAŞINA" 80 gemi ile katılmış, tüm donanmasını yitirmiş ve kazanan Persler, M.Ö. 494'de kenti ve beraberinde Apollon Mabedini yakıp yıkmışlardır...

Klasik dönemde önemi büyük ölçüde azalmış olmasina rağmen Milet, Hellenistik dönemin ticaret, sanat ve bilim alanıinda başta gelen merkezlerinden biri olmuş. Roma döneminde bağımsız bir kent olarak "Asia Eyaleti"nin, yani Batı Anadolu'nun belli başlı metropollerinden biri sayılmış. "Latmos Körfezi"nin M.S. 3. yy'da dolması üzerine, körfez çevresindeki "Priene", "Myus" ve "Herakleia" gibi kıyı kentleriyle birlikte Milet de sönükleşmiş ve küçülmeye başlamıştır. Bizans çağında küçük bir köye dönüşmüş...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails