Ekim 13, 2014

Mardin & Midyat & Hasankeyf @ Eylül 2014

Eylül'ün ilk haftası hava miss belki çok sıcak 
Çocuksuz ilk tatil el kol boş nasıl gezilir unutmuşluk 
Çantanın boş olmasının verdiği şaşkınlık
Aklı geride kalmışlık
Bambaşka hiç bilinmedik bir coğrafya uçsuz bucaksız Mezopotamya ovası nın verdiği sarhoşluk
Takla atan güvercinler, çöp toplayan eşşekler :)
Bir yanda ezan sesi bir yanda kilise çanı
Abbaralar kebeplar bademler yumuşacık içimli kahveler,yöresel yemekler, mezeler...
Tarih kokulu sokaklar evler medreseler,manastırlarla dolu bir açık hava müzesi...
Rüya gibi...
Bir yanda da büyük bir tedirginlik ülkede var olan genel durumdan sebep :)
Çok değil 3 hafta sonra güle oynaya gezdiğimiz sokaklarda sokağa çıkma yasaklarının olması insanların  ölmesi savaşa sürüklenme belirsizliği :((

 Hasankeyf sular altında kalma tehlikesi olan bir tarih :(
Ne ülkeyiz...
Bir yanda tarihsel zenginliği sebebiyle sit alanı ilan edilmesi ancak baraj suları altında kalacak olması ancak bize has bir trajedi olabilir...
Bakar mısınız şu güzelliğe,tarihe...

 Yeme içme halleri;
Kebaplar içli köfteler mezeler künefeler kaburga dolmaları, badem şekerleri,hurmalı kurabiyeleri tadı hala damağımda olan daha ne lezzetler misss...
Üzerine de 7 karışımlı Mardin kahvesi :)

Yapmadan dönmeyin listesi öyle çok ki 1 ay önce gitmiş olmam sebebiyle hafızama yer etmiş olanları yazmak istiyorum
Eski Mardin'in dar  sokaklarında  dolaşmadan
Kayseriye pasajından hediyelik eşya almadan
Abbaralardan geçmeden
Günbatımında Mezopotamya ovasını izleyerek kahve içmeden
Mor Gabriel ve Deyrulzaferan manastırını
Zinciriye ve Kasımiye medreselerini 
Camilerini kiliselerini gezmeden
Mardin kebabı yöresel yemekleri ve mezelerini yemeden
Bakırcılar çarşısında dolaşmadan 
Süryani şarabı,badem şekeri ve Telkari almadan 
Hasankeyf 'i Dara' yı görmeden
DÖNMEYİN...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails