Haziran 26, 2010

ZÜLFÜ LİVANELİ’den Buse’ye

Bütün yazılar anlamsız artık
Yararsız bütün kitaplar
Bütün söylevler sahte
Yalan bütün hitaplar
Çılgınca gülmedin, eğlenmedin
Keyfini sürmedin on yedinci baharının
Tomurcuklar açmadı kahkahalarında
Bombalar patlarken kimsesizler mezarlığında
O sabah kalktın
Diğer günler gibi bir gündü
Diş fırçalama, kahvaltı derken
Anneni öptün çıkarken
Belki Atatürk sayfana göz attın biraz
Dershaneye gittiğini sanıyordun
Nereden bilecektin ölüm dersine gittiğini
Nereden bilecektin tabutuna bindiğini
Hangi Kassandra bildirecekti
Hain tuzaklar kurulduğunu yollarına
Şehir dedikleri büyük köyde
Alçak gönüllü bir otobüsün içinde
Alçak ellerin patlattığı bir bomba
Aldı canını
Kanın sıçradı plastik koltuklara
Senin önünde
Başımız eğik
Utanç içindeyiz
Utanç içinde
Seni yaşatamayan,
Seni koruyamayan
Kim varsa
Utanç içinde
Utanç içinde
Neşeyle cıvıldamayın artık kuşlar
Ağıt yakın yavrumuza
Bulutlar, sadece gözyaşı dökmek için gelin.
Ve onun saçlarını dağıtan rüzgâr
Sadece acı kelimelerimizi taşı
Yaslı yüreklere
Bütün yazılar yararsız
Anlamsız bütün kitaplar
Bütün söylevler yalancı
Çünkü hiçbiri
Geri getirmeyecek güzel gülüşünü
Busesi dudaklarında solan yavrumun
İbret al Türkiyem ibret al
Ne siyaset önemli, ne demeçler, ne OHAL, ne bu hal
Bir tek gerçek var:
Kollarını açmış kızını bekliyor
Gazi Mustafa Kemal

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails