Temmuz 29, 2009

Kuşadası & Kalamaki ...

Selamm...
Ne zor işmiş tatilde yazmak üstüne bide beklenen ve beklenmeyen telaşeler eklenince daha da zorlaştı ama yazmak ve yazarken tekrar yaşamak tatlı zaruret şu an benim için :))
~~~~
Kuşadası pek çok tarihi ve doğal güzelliklere yakın olduğu için tercihimizdi aslındı...Ve doğru bi karar olduğu konusunda da hemfikir olduk sevgilim ve ben onca yeri ulaşım sıkıntısı yaşamadan gezip görmenin sonucunda ...Zaten Kuşadasına gelmeden ve otelimize yerleşmeden önce Efes Şirince Meryemana yı gezmiştik... Selçuk'ta da mini hava alanının yanından geçerken içim cızz etmedi diil , mini bi ikna turu attım aslında paraşütle atlama konusunda ama yamaç paraşütüne ikna olan sevgili maalesef ki paraşütle atlamaya hiç sıcak bakmadı ve ben de artık sonraki tatillere diyerek şimdilik erteledim hevesimi ama vazgeçmedim pek tabii :))
~~~~
Geldik Kuşadasına Kadınlar Denizinde dolaşarak bulduğumuz otelimize yerleştik ki biz artık erken rezarvasyon vs yapmıyoruz zevklerimizin uyduğuna güvendiğimiz kişilerin tavsiyesi olmadan da önceden yer ayırtmıyoruz kendimiz görerek pazarlık yaparak daha uygun ve daha güzel otellerde kaldığımızı pek çok kereler tecrübe ettik zira ... ilk gün akşamüstü olmuştu zaten deniz güneş keyfimiz ertesi günde devam etti... Deniz 3 e kadar sakin sonrasında bol dalgalıydı akşamüstü artık girilemez hale bürünüyordu kaldığımız dört gün boyunca aynen tekrar etti bu hal,deniz keyifsizdi diyebilirim akşamları Kuşadası merkezde dolandık hediyelik eşyalar aldık... Güvercinada çok hoş ama biraz loş ,hatta yerel bi tiyatronun gösterisi vardı o akşam ama izleyemedik maalesef yemek yeme isteği galip geldi sahildeki balıkçıları tavsiye ediyoruz yeme içme konusunda ...
~~~~
Son günse Dilek yarımadasına gitmeye karar verdik ve kesinlikle tavsiye ederim Kuşadasında denize girmektense yarımadaya gelip doğallığın içinde olmak çok çok keyifli öyle doğal bir ortam ki güneşlenirken yanınızda yaban domuzları ailecek geçebiliyorlar :)) Hem ürkütücü hem ilginç 6 nokta var denize girilip piknik yapılabilen biz Kavaklıburnu çok sevdik pırıl pırıl masmavi bi deniz... İzin alarak rehber eşliğinde girilebilen kanyonlarda aklımız kaldı pek çok farklı türün yabani hayvanların yaşadığı doğal yaşam alanında daha fazla vakit geçirmek isterdik aslında kalbimizi bıraktığımız yerlerden biri oldu Kalamaki ...
~~~~
Kalamaki ile ilgili daha fazla bilgi için tık,
daha fazla görsel içinse tık tık ...

Temmuz 16, 2009

Kalbim Ege'de kaldı; Şirince & Efes & Meryemana...

3000 km yol katettikten sonra hala başladığımız noktada değiliz tatil devam etmekte ama esas tatili maalesef ki Trilye'yle noktalamış bulunmaktayız...Nerelere mi gittik ???

Bartın ~~ Karabük~~Bayındır ~~ Selçuk ~~Şirince ~~Efes ~~ Meryemana ~~ Kuşadası ~~ Doğanbey ~~Didim ~~ Ilıca ~~ Alaçatı ~~ Çeşme ~~ İzmir ~~ Bursa ~~ Mudanya ~~ Trilye ~~Karabük ~~ Samsun olmak üzere sürekli bir konar göçer ve bolca yüzer vaziyetteydik :))

Karabükten 10 saatlik yolculuk sonrasında Bayındır önce Bayındır da bir gece arkadaşlarımızda konakladıktan güzel zaman geçirdikten sonra ertesi gün Selçuk'tan 8 km mesafede dar ve virajlı bi yolun ardından Şirince'yle gezer , fotoğraf çeker ve tabii bolca şarap tadar duruma geçtik :)) Meyve şaraplarını denemenizi şiddetle tavsiye ederim alkol oranı yüksek olanlar daha bi şarap keyfi veriyor Karadut ve vişneyi kesinlikle deneyin :)) Onun haricinde Şirince çok farklı gelmedi bana Amasya ya da Safronbolu çok daha etkileyici ama o kadar yol gitmişken görmeye gezmeye değer ...
2.durağımız Efes antik şehri müze kartlarımız sayesinde sıra bekleyenlerin yanından keyifle geçerek ve tamamı mermerden yapılma şehre ya da başka bi zaman dilimine geçtik muhteşemm ve çok heybetli kesinlikle görülmeye değer ...

Önce tiyatroyu gezdik ardından da tüm haşmetiyle Celsius kütüphanesi karşıladı bizi... Roma dönemi yapılarından en güzeli....Hem kütüphane, hem de mezar anıtı kendileri ... Efes valisi Celcius öldüğünde, oğlu güzel bir lahit ve mezar odası yaptırdıktan sonra, bunun üzerine bir kütüphane inşa ettirmiş. MS.135 yılında; Dışarıdan, iki katlı, içten 15 m. yüksekliğinde tek bir salondan oluşuyor. Salonu çevreleyen 3 katlı galerilerde, duvarlara serpiştirilmiş pencerelerden, içeriye, gün ışığı süzülüyor. Antik dünyanın; üçüncü büyük kütüphanesi. İnşaatı: 18 yıl sürmüş. 12 bin kitaplık kapasitesi var.Roma mimari özelliklerini tümüyle yansıtan yapının ön cephesinin dekorasyonu; devrinin en güzel örnekleri arasında yer alıyor. Ön cephe kolonları arasında yer alan 4 kadın heykeli; akıl, kader, ilim ve erdem öğelerini simgeliyor. Bu heykellerin orjinalleri; bugün Avusturya-Viyana Müzesinde sergileniyormuş .Bize; çaldıkları heykellerin, birer örneğini verme lütfunda bulunmuşlar... Burada gördüğünüz heykeller, maalesef ki inanması güç ama orjinallerinin kopyalarıymış ... Kentin içinde epey dolaştık fotoğraf çektik muhteşem yapılar var ahh dedik ne hoş olurdu harabe olmasalardı o hallerini görebilseydik...

Efes'den ayrılıp Meryemana evi 'ne gittik tek şerit virajlı ve bol manzaralı bir yoldan ...Hz. İsa çarmıha gerilmeden kısa bir süre önce, annesini arkadaşı ve havarisi olan St. Jean'a teslim etmiş. Havari Jean da İsa’nın göğe yükselişinden 4 ya da 6 yıl sonra, Kudüs'te bırakmayı sakıncalı bulduğu Hz. Meryem'le birlikte Efes'e gelerek hristiyanlık dinini yaymak gibi kutsal bir görevi üstlenmiş. Hz. Meryem'i kent halkından saklayarak Bülbül Dağı'ndaki bir evde gizlemiş. Hz, Meryem’in ömrünün son günlerini, Vatikan tarafından da kutsal ilân edilen Meryem Ana Evi’nde geçirdiğine inanılmaktaymış.19. yüzyılda, daha önce hiçbir zaman Efes civarına gelmemiş olan Catherine Emmerich isimli bir alman rahibenin çevresindekileri şaşkınlık içinde bırakan detaylı Meryem Ana Evi tasvirleri üzerine civarda kazılar başlatan ekipler, temelleri 1. yüzyıldan olduğu tahmin edilen 4. yüzyıl yapısını gün ışığına çıkarttmışlar .Oldukça ilginç ve ruhani bir mekan...






LinkWithin

Related Posts with Thumbnails